- +90 543 606 01 36
- info@drerdemcanyardimci.com
- Gebizli, 1116. Sk. No:4, 07300 Muratpaşa/Antalya
Obezite, toplum sağlığını tehdit eden hastalıklardan biridir. Bu hastalığın tedavisi için farklı yöntemler kullanılır. Obezite cerrahisi, medikal tedavilerle sonuç alınamadığı durumlarda devreye giren ve etkili sonuçlar veren bir yöntemdir.
Obezite, hastaların sadece aşırı kilolu olması ve bundan kaynaklı olarak hareketliliğinin kısıtlanması olarak kabul edilebilir. Ancak bu tanımlama eksik olacaktır.
Aşırı kilo, kalp damar hastalıkları başta olmak üzere farklı hastalıkların risklerini artırır. Tip 2 diyabet ve hipertansiyon gibi ciddi hastalıklar, obezite ile yakından ilgilidir. Bundan dolayı obezitenin etkili ve kalıcı şekilde tedavi edilmesi gerekir.
Obezite cerrahisi, aşırı kilolu olan ve aşırı kilodan dolayı farklı sağlık problemleri yaşayan hastalıklara yönelik uygulanan cerrahi tedavi yöntemleridir. Bariatrik cerrahi olarak da bilinen bu tedaviler, diyet ve egzersizle kilo veremeyen hastalara uygulanır.
Obezite cerrahisinde temel hedef, hastaların daha az yemek ile tokluk hissine ulaşması ve daha geç açlık hissetmesidir. Böylece daha az kalori alınır ve hızlı bir şekilde kilo verilir.
Bu kapsamdaki bazı yöntemlerde sadece mide hacminin küçültülmesine odaklanılırken, bazılarında ise buna ek olarak yiyecek emiliminin azaltılması da hedeflenir. Daha az yiyen ve gıda emilimi daha düşük olan hastalar, rahat ve hızlı şekilde kilo verirler.
Obezite cerrahisi, hastalara yönelik cerrahi işlemler ve sonrasındaki beslenme alışkanlıklarından oluşur. Ameliyattan sonra hastaların yeni beslenme alışkanlıkları kazanması ve hareketli bir yaşam tarzı benimsemesi, sonuçların kalıcı olması adına önemlidir.
Obezite cerrahisi, kendi içerisinde farklı ameliyatlardan oluşan bir alandır. Hastaların durumlarına, ihtiyaçlarına, beklentilerine ve genel sağlıklarına bağlı olarak bunlardan uygun olan tercih edilir.
Hastalara hangi yöntemin uygulanacağına ise uzman cerrah tarafından karar verilir. Karar aşamasında hasta beklentileri ve sağlığı da mutlaka dikkate alınır.
Günümüzde yaygın olarak kullanılan obezite cerrahisi yöntemleri ve bunlara ilişkin detaylar şu şekildedir:
Tüp mide ameliyatı, midenin yaklaşık %80’lik kısmının çıkarılmasını içeren bir prosedürdür. Bu prosedür, genel anestezi altında, laparoskopik yöntemler kullanılarak uygulanır.
Mideye yerleştirilen kalibrasyon tüpü ile çıkarılacak ve kalacak bölüm belirlenir. Bu tüpün kullanılması, olası tıkanıklıkların engellenmesi için önemlidir. Ayrıca prosedürün ismi de bu tüpten gelmektedir.
Prosedür sonrasında hastalar daha az gıda ile tokluk hissine ulaşır. Ancak bağırsaklara müdahale edilmediğinden gıda emilimi değişmez.
En etkili obezite cerrahisi yöntemlerinden biridir. Genellikle beden kitle indeksi 40 ve üzerinde olan hastalara uygulanır. Ancak BKİ’si 35 ile 40 arasında olan ve hipertansiyon, tip 2 diyabet gibi hastalıkları bulunanlara da doktor kararı ile uygulanabilir.
Bu operasyonda midenin yaklaşık %90’lık kısmı ve ince bağırsakların bir bölümü devre dışı bırakılır. Böylece hastalar hem daha az yemek ile tokluk hissine ulaşır hem de tükettikleri gıdaların bir bölümü emilmeden dışarı atılır.
Gastric bypass sonrasında hastaların mevcut kilolarının yaklaşık %50’sini kaybetmesi beklenir. Bu noktada doktor talimatlarına, diyet ve egzersiz programlarına uymak çok önemlidir.
Mide balonu, her ne kadar ameliyatsız tedavi yöntemleri arasında yer alsa da, obezite cerrahisi içinde kabul edilir.
Bu yöntemde hastanın midesine bir balon yerleştirilir ve mide hacminin önemli kısmı bu balon ile doldurulur. Böylece hastalar daha az gıda ile tokluk hissine ulaşır.
Mide balonu, geçici bir tedavidir. Uygulamadan bir süre sonra balonun çıkarılması gerekir. Kullanılacak yönteme bağlı olarak yerleştirilen balonun sindirim sistemi üzerinden direkt olarak dışarı atılması da mümkündür.
Mini gastric bypass, geleneksel gastric bypass ile benzer bir prosedürdür. Buradaki en önemli fark, midenin daha küçük hale getirilmesi ve daha az bağırsak düzenlemeleri yapılmasıdır.
Bu prosedür ile hastalar daha az gıda ile tokluk hissine ulaşmaktadır. Ayrıca gıda emilimi de azaltılır.
Midenin bypass edilen kısmı, yine bypass edilen ince bağırsakla sindirim sistemine bağlanır. Böylece mide tarafından üretilen sindirim salgılarının işlevinden yararlanılmaya devam edilir.
Obezite cerrahisi, bir kilo verme yöntemi değildir. Bu prosedürler, obezite gibi çok ciddi bir rahatsızlığın tedavisi için kullanılır. Bundan dolayı sadece belli şartları taşıyan hastalara uygulanır.
Aranan şartlar, bu alandaki her prosedür için farklılık gösterir. Ancak genel olarak bu şartları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:
Buradaki şartlar incelendiğinde, ameliyat sonrasındaki dönem için de hastalara önemli sorumluluklar yüklendiği görülür. Bu sorumlulukları yerine getiremeyecek olanlara obezite cerrahisi yöntemleri uygulanmaz.
Obezite cerrahisi, bu hastalığın ve bu hastalıktan kaynaklanan sağlık sorunlarının aşılmasını sağlar. Bu noktada hastalara birçok önemli avantaj ve yarar sağlar. Bunlardan öne çıkanlar şu şekildedir:
Obezite cerrahisi, bu hastalığın tedavisi konusunda etkili sonuçlar vermesine karşın, bazı dezavantajlara ve komplikasyon risklerine sahiptir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
Prosedürlerin dezavantajları bu şekildedir. Komplikasyonları ise hemen her cerrahi işlemde mevcut olan; enfeksiyon, kanama ve anestezi kaynaklı riskler şeklindedir.
Obezite cerrahisi sonrası iyileşme süreci, uygulanan prosedüre bağlı olarak farklılık gösterir. Örneğin; mide balonu tedavisinde hastalar direkt olarak günlük yaşama dönerken, gastric bypass ameliyatında ortalama 7-10 gün sonra günlük yaşama dönerler.
Prosedürlerden sonraki ilk günlerde hastaların ağrılarının olması normal olarak kabul edilir. Bu süreçte reçete edilen ağrı kesiciler, hastaların rahat bir süreç geçirmesini sağlar.
Ameliyattan sonra 2-3 gün hastanede tutulan hastalar, daha sonra taburcu edilir. İlk günlerin evde dinlenilerek geçirilmesi önemlidir.
İlk haftanın sonunda hastalar günlük rutinlerine dönmeye başlayabilir. Ancak yorucu ve ağır işlerden kaçınılması önemlidir. Ayrıca bu süreçte doktor tarafından verilen talimatlara uyulması gerekir.
Beslenme açısından bakıldığında ise hastalar, ilk günlerde sadece sıvı gıdalar alabilir. Daha sonraki süreçte ise önce püre şeklindeki gıdalara, sonra da tanecikli yumuşak gıdalara geçilir.
Kademeli geçişin sonunda hastalar normal gıdalar tüketebilir. Obezite cerrahi sonrasındaki beslenme konusunda da doktor talimatlarına göre hareket etmek gerekir.