Obezite Cerrahisinin Tarihsel Gelişimi

Obezite Cerrahisinin Tarihsel Gelişimi

Obezite Cerrahisinin Tarihsel Gelişimi

Günümüzde uygulanan obezite cerrahisi, çok uzun bir geçmişe sahiptir. Bu geçmişte farklı denemeler yapılmış ve modern obezite cerrahisi, bu denemelerin üzerine kurulmuştur.

Obezite Cerrahisi Gelişimine Genel Bakış

Obezite cerrahisinin ilk olarak ne zaman uygulandığı ve bu yöndeki denemelerin nasıl sonuç verdiği tam olarak bilinmemektedir. Antik Yunan ve Antik Mısır döneminde dahi kilo vermeye dair cerrahi yöntemlerden bahsedilen kaynaklara rastlanmıştır. Dolayısıyla bu yöntemlerin binlerce yıllık geçmişi olduğunu söylemek yanlış olmaz.

  • Antik Dönem

Antik dönem, obezite ile mücadeleye dair kaynaklara rastlanılan en eski dönemdir. Antik Yunan ve Antik Mısır’da obezite tedavisi için diyet ve egzersiz yapılmasına dair öneriler yapılmıştır. İskenderiyeli Celsus, bu dönemde cerrahi yöntemleri önermiştir.

Celsus, fazla derinin çıkarılması, genişleyen midenin küçültülmesi için cerrahi işlemler tavsiye etmiştir. Ancak bu tavsiyelerin pratiğe dökülüp dökülmediği tam olarak bilinmemektedir. Zira o dönemde cerrahi işlemler son derece riskli ve ölümcüldü.

  • Ortaçağ ve Rönesans Dönemi

Ortaçağa gelindiğinde yine sınırlı kaynaklarda obezite cerrahisi ile ilgili öneriler olduğu görülür. Ancak bu dönemde de uygulanan bir cerrahi işleme dair kayıtlar yoktur. Diyet ve egzersiz, bu dönemde de fazla kilo ile mücadelede tek yöntem olarak dikkat çekmiştir.

  • Yüzyıl

20.yüzyıldan itibaren tıbbın gelişmesine bağlı olarak obezite cerrahisi ile ilgili daha cesur fikirler ortaya atılmaya başlanmıştır. Bu yüzyılın ikinci yarısından itibaren hayvanlar üzerinde yapılan denemeler ile modern tedavi yöntemlerinin temelleri atılmıştır.

Modern Obezite Cerrahisinin Doğuşu

Modern obezite cerrahisinin doğuşu, 1950’li yıllardan itibaren yaşanmıştır. Bu dönemde bir insana ilk obezite ameliyatı yapan isim İsveçli cerrah Victor Henriksen olmuştur. Henriksen, morbid obez olan bir hastanın ince bağırsaklarını cerrahi yöntemle küçültmüştür. İnce bağırsağın 105 cm kadar olan bölümünü almıştır.

· 1950’li Yıllar

İşlemden sonra hasta kilo vermeye başlamış ve prosedürün başarılı olduğu düşünülmüştür. Ancak 6 ay sonunda kilo verme durmuş ve hasta yeniden kilo almaya başlamıştır. İnce bağırsaklar, 6 ay gibi kısa bir sürede emilim eksikliğini tolere etmeyi başarmıştır. (Sağlıklı insanlarda ortalama 7 metre ince bağırsak vardır.)

Bu süreçte ikinci bir deneme Dr. Kremen tarafından yapılmıştır. Kremen, daha önce hayvanlar üzerinde bir dizi denemeler gerçekleştirmiş, nihayet 1954 yılında insanlar üzerinde geliştirdiği yöntemi uygulamıştır.

Jejeno ileal bypass ismi verilen prosedürde ince bağırsağın ilk bölümü ile son bölümü direkt olarak birleştirilmiştir. Böylece ince bağırsağın yaklaşık %90’ı bypass edilmiştir.

·  Gastric Bypass Ameliyatının Doğuşu

Prosedür sonrasında hastalarda kilo verme konusunda başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Ancak vitamin ve mineral emilimindeki sorunların, ölümcül seviyede olduğu ortaya çıkınca, 1970’li yıllarda bu yöntem tamamen bırakılmıştır.

Dr. Mason, 1967 yılında, günümüzde de uygulanan gastric bypass ameliyatını ilk defa yapmıştır. Bu ameliyat ile hem mide küçültülmüş, hem de ince bağırsağın sadece bir kısmı bypass edilmiştir. Böylece vitamin ve mineral emilimi eksikliğinin tolere edilebilir seviyede olması sağlanmıştır.

1976 yılına gelindiğinde ise İtalyan doktor Scopinaro tarafından Bilionpankreatik diversiyon ameliyatı geliştirilmiştir. Bu prosedür, gastric bypass yönteminden farklı olarak daha fazla ince bağırsağın bypass edilmesini sağlıyordu. Bu prosedür zamanla, günümüzde halen uygulanan Duodenal Switch ameliyatına dönüştürülmüştür.

· Midenin Küçültülmesi Fikri

1980’lerde, ince bağırsağın küçültülmesine bağlı olarak ortaya çıkan emilim sorunları ile uğraşmamak için midenin küçültülmesi fikri ortaya atılmıştır. Bu fikirden sonra önce mide bandı yöntemi geliştirilmiş, 2000’li yıllarda ise tüp mide ameliyatları yapılmaya başlanmıştır.

Mide küçültmenin emilim sorunları yaratmaması ve yeme kapasitesini düşürmesi üzerine bu yönteme daha fazla ağırlık verilmiştir. Bütün bu süreç ise modern obezite cerrahisinin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Modern Obezite Cerrahisi

Modern obezite cerrahisi, uzun bir sürecin sonunda ortay acıkmıştır. Ancak bu alandaki çalışmalar halen devam etmekte ve yeni yöntemler geliştirmek için çalışmalar yapılmaktadır. Modern obezite cerrahisinde kullanılan yöntemler şu şekildedir:

  • Midenin küçültülerek yeme kapasitesinin düşürülmesi
  • İnce bağırsakların bir bölümünün bypass edilerek gıda emiliminin azaltılması
  • Aynı anda yeme kapasitesinin ve gıda emiliminin düşürülmesi

Günümüzde uygulanan cerrahi yöntemlerin temel olarak bu prensiplere dayandığını söylemek yanlış olmayacaktır. Yakın gelecekte, bu prensipler üzerinde çok daha etkili ve düşük riskli yöntemler geliştirilecektir.

5/5 - (1 vote)
'
Whatsapp
💬Yardıma mı ihtiyacınız var?
Merhaba ,
Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?